Gülcan KILCI-10. SINIF DERS NOTU-1
Gençler sarı işaretlenen yerleri defterinize yazınız..
1.
Dünya’nın İç Yapısı
Dünya’nın Katmanları
Yer Kabuğu
• Farklı özellikteki kayaçlardan oluşan yer kabuğuna litosfer ya
da taş
küre adı verilir.
• Yoğunluk, sıcaklık ve kalınlığı diğer katmanlardan daha azdır.
• Ortalama kalınlığı 35 km olup okyanusların altında kalınlığı az (yaklaşık
8-10 km), kıtaların altında ise fazladır (bazı yerlerde 70 km’ye kadar).
• Sial (granitik kabuk) ve
sima (bazaltik kabuk) olmak üzere iki farklı katmandan oluşur.
• Yer kabuğunun üst kısmında bulunan sial katmanına kıtasal
kabuk da denir. Bileşiminde silisyum ve alüminyum elementleri çoğunlukta
olduğu için bu katmana sial adı verilmiştir.
• Sial katmanının altında bulunan sima katmanına okyanusal
kabuk da denir. Bileşiminde silisyum ve magnezyum elementleri çoğunlukta
olduğu için bu katmana sima adı verilmiştir.
Manto
• Yer kabuğunun altından başlayıp yaklaşık 2900 km derinliğe kadar uzanır.
• Dünya’nın toplam hacminin yaklaşık %84’lük kısmını oluşturur.
• Bileşiminde magnezyum ve demir elementleri daha fazladır.
• Bazı özellikleri birbirinden farklı olan üst ve alt manto şeklinde iki
katmandan oluşur.
• Yer kabuğunda meydana
gelen tektonik kökenli olayların kaynağıdır.
• Sıcaklığı, 2000-5000 °C arasında değişmektedir.
• Yer kabuğuna yakın olan üst kısmına astenosfer adı verilir.
Çekirdek
• Mantodan sonra yaklaşık 2900-6370 km arasında yer alan ve Dünya’nın
merkezinde bulunan katmandır.
• Yoğunluğu, sıcaklığı ve kalınlığı en fazla olan katmandır. Yüksek oranda demir ve
nikelden oluşur.
• Yapısında daha çok nikel ve demir bulunduğu için bu katmana nife ya da ağır
küre de denir.
• İç ve dış çekirdek olmak
üzere iki katmandan oluşur.
• Üzerindeki katmanların basıncı nedeniyle iç çekirdeğin katılaştığı
düşünülmektedir.
• İç çekirdekte sıcaklık 6000 °C civarındadır.
• İç çekirdekteki yüksek sıcaklığın etkisiyle dış çekirdeğin ergimiş hâlde
olduğu tahmin edilmektedir.
Üzerinde yaşadığımız yer kabuğu, uzaydan bakıldığında tek bir parçadan oluşmuş gibi görünür. Ancak son yüzyılda yapılan araştırmalar, yer kabuğunun yapboz gibi parçalardan oluştuğunu göstermektedir. Yer kabuğunu oluşturan bu parçalara levha adı verilir. Okyanusal, kıtasal ve okyanusal-kıtasal nitelik taşıyan levhalar, on iki adet büyük ve çok sayıda da küçük parçadan oluşmaktadır. Levhalar, tıpkı suyun üzerinde yüzen bir sal gibi manto üzerinde hareket hâlindedir.
Levhaların hareket etmesiyle ilgili birçok kuram ileri sürülmüştür. Bu kuramların en bilineni, 1915 yılında Alfred Wegener (Alfiret Vegener) tarafından ortaya atılan Kıtaların Kayması Kuramı‘dır. Buna göre kıtalar, başlangıçta Pangea adı verilen tek kara parçasından oluşmakta; Pangea’yı çevreleyen okyanusa da Panthalassa (Pıntalasa) denilmekteydi. Zaman içerisinde yer kabuğunun hareket etmesiyle Pangea ikiye ayrıldı ve kuzeyde Laurasia (Lavrasya), güneyde ise Gondwana (Gondvana) adı verilen kıtalar oluşmuştur. Bu kıtalar arasına suların dolmasıyla da Tethys (Tetis) Denizi meydana gelmiştir. Levhaların hareketi ile yer kabuğu parçalanarak yeryüzü bugünkü görünümünü almıştır. Levha hareketleri bugün de devam ettiği için yeryüzü değişmeye devam edecektir. Levhalar, her yıl santimetrelerle ifade edilebilecek kadar küçük ölçüde ve yavaş hareket etmektedir. Bu nedenle insanlar bahsedilen hareketleri hissetmez, sadece bilimsel yöntemlerle ölçebilirler.
A. Wegener’in kuramı,
1950 yılında geliştirilerek Levha Tektoniği Kuramı adını almıştır. Bu kurama göre levhaları hareket
ettiren güç mantodan gelir. Örneğin suyla dolu bir tencere ısıtıldığında
ısınan su yukarı, üstte soğuyan su ise aşağı doğru hareket eder. Burada olduğu
gibi çekirdeğin sıcaklığından
dolayı manto içerisinde ergimiş hâlde bulunan maddelerde benzer bir hareket
başlar. Bu harekete konveksiyonel akımlar denir. Levhalar, bu akımların etkisiyle hareket eder. Levhaların
hareketleri; yaklaşma, uzaklaşma ve yanal yer değiştirme olmak üzere üçe
ayrılır.
Yorumlar
Yorum Gönder