10. SINIF 1. SINAV KONULARI (TÜM 10. SINIFLAR)
NOT : İSTERSENİZ HEPSİNİ İSTERSENİZ YEŞİL VE KIRMIZI İŞARETLİ YERLERİ DEFTERİNİZE YAZABİLİRSİNİZ.
DÜNYA'NIN TEKTONİK OLUŞUMU
Dünya'nın ne zaman, nasıl ve hangi maddelerden oluştuğu, tarih
boyunca bilim insanlarının en önemli araştırma konularından biri olmuştur.
Bilimsel gelişmelere bağlı olarak 19 ve 20. yüzyıllarda bu konuda
çeşitli
fikir ve kuramlar ileri sürülmüştür. Ortaya atılan bu düşüncelere göre Dünya,
günümüzden yaklaşık 4,6 milyar yıl
önce kızgın gaz ve toz bulutlarının sıkışması sonucu oluşmuş ve ekseni
etrafında dönerek soğumaya başlamıştır. Yoğunluğu ve sıcaklığı
fazla olan maddeler Dünya'nın merkezinde toplanmış, az olanlar
ise dış kısmında kalmıştır. Bunun sonucunda Dünya; yoğunluk ve sıcaklık
bakımından yer kabuğu, manto ve
çekirdek olmak üzere üç katmandan oluşmuştur. Bu katmanlara geosfer adı
verilmektedir.
Jeolojik
olayların ve oluşumların tarihlendirildiği, kayaçların yaşının saptandığı
çalışma alanına jeokronoloji
denir. Metamorfik (başkalaşım) kayaç olan Acasta Gnaysları,
dünyada şu ana kadar tespit edilen en yaşlı kayaç türüdür.
Kanada'nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarında bulunan bu
kayaçların 4,03 milyar yıl yaşında olduğu
hesaplanmıştır.
1. Dünya'nın İç
Yapısı
Dünya'nın Katmanları
Yer Kabuğu
• Farklı özellikteki kayaçlardan oluşan yer kabuğuna
litosfer ya da taş
küre adı verilir.
• Yoğunluk, sıcaklık ve kalınlığı diğer katmanlardan daha azdır.
• Ortalama kalınlığı 35 km olup okyanusların altında
kalınlığı az (yaklaşık 8-10 km), kıtaların altında
ise fazladır (bazı yerlerde 70 km'ye kadar).
• Sial (granitik kabuk) ve sima (bazaltik kabuk) olmak
üzere iki farklı katmandan oluşur.
• Yer kabuğunun üst kısmında bulunan sial katmanına kıtasal
kabuk da denir. Bileşiminde
silisyum ve alüminyum elementleri çoğunlukta olduğu için bu
katmana sial adı verilmiştir.
• Sial katmanının altında bulunan sima katmanına okyanusal kabuk da denir. Bileşiminde silisyum ve magnezyum elementleri çoğunlukta olduğu için bu katmana sima adı
verilmiştir.
Manto
• Yer kabuğunun altından başlayıp yaklaşık 2900 km derinliğe kadar
uzanır.
• Dünya'nın toplam hacminin yaklaşık %84'lük kısmını
oluşturur.
•
Bileşiminde magnezyum ve demir elementleri daha fazladır.
•
Bazı özellikleri birbirinden farklı olan üst ve alt manto şeklinde iki
katmandan oluşur.
• Yer kabuğunda meydana gelen tektonik kökenli
olayların kaynağıdır.
• Sıcaklığı, 2000-5000 °C arasında değişmektedir.
•
Yer kabuğuna yakın olan üst kısmına astenosfer adı
verilir.
Çekirdek
• Mantodan sonra yaklaşık 2900-6370 km arasında yer alan ve
Dünya'nın merkezinde bulunan katmandır.
• Yoğunluğu, sıcaklığı ve kalınlığı en fazla olan katmandır.
Yüksek oranda demir ve nikelden oluşur.
• Yapısında daha çok nikel ve demir bulunduğu için
bu katmana nife ya da ağır küre de denir.
• İç ve dış çekirdek olmak üzere iki katmandan
oluşur.
•
Üzerindeki katmanların basıncı nedeniyle iç çekirdeğin katılaştığı
düşünülmektedir.
•
İç çekirdekte sıcaklık 6000 °C civarındadır.
•
İç çekirdekteki yüksek sıcaklığın etkisiyle dış çekirdeğin ergimiş hâlde olduğu
tahmin edilmektedir.
Dünyanın iç yapısı ile ilgili bilgileri.
-Deprem dalgaları
-Volkanlardan çıkan materyeller
-Taşların bazı bileşimlerle girdiği tepkimeler ile elde edilir.
2-Levha Tektoniği Kuramı
Güney
Amerika ve Afrika kıta kenarların ne kadar uyumlu oldukları pek çok bilim
adamının dikkatini çekmiştir, ilk kez Eduard SUESS Dünya’nın geçmişte tek bir
süper kıtadan oluştuğu düşüncesini ortaya atmıştır. Ancak bu konuda ilk
kapsamlı teorem, Alman bilim adamı Alfred WEGENER
tarafından, 1915 yılında ortaya atılmıştır. Wegener’in yaşadığı dönemde bu
iddiaları kabul görmemiştir.
Wegener’e göre Dünyanın dış yüzeyi kesintisiz gibi gözükse de büyük kıta
parçalarından oluşmaktadır. Bu parçalar akışkan magmanın üzerinde sürekli bir
hareketlilik halindedir. Yaşadığı dönemde bu iddiaları kanıtlayacak
sağlam dayanaklar bulamayan Wegener, henüz elli yaşında, Grönland buzullarında
teorisini kanıtlayacak verileri ararken, donarak ölmüştür. 1960’lı yıllarda “Kıtaların Kayması Teorisi”
yerini, kesin olarak açıklanan “Levha Tektoniği Kuramı” na
bırakmıştır.
Dünyamızın iç yapısı bir takım katmanlardan oluşmaktadır. Bu katmanların
merkezinde çekirdek denilen yüksek ısıya sahip bölüm yer alır. Manto kısmı
genellikle eriyik haldeki kayaçlardan oluşur. Çekirdekteki yüksek enerji, manto
içinde dikey ve yatay magma akımlarına neden olur. Bu magma akımlarına
konveksiyon akımları denir.
Yer kabuğunun her bir bölümünü oluşturan kısımlara levha ya
da plaka adı verilmektedir. Bu parçalar
mantonun üzerinde yüzer durumdadır. Levhalar, Dünyanın çekirdeğindeki ısının
yüksek olması nedeniyle mantoda oluşan dikey magma akımlarının etkisiyle
hareket ederler. Bir levha, yalnızca okyanusal ya da kıtasal kabuktan
oluşabildiği gibi her iki kabuk türünü de içerebilir. Levhalar, levha sınırı ya
da levha kenarı ile sona erer. Levha sınırları;
• Depremlerin
• Volkanizmanın
• Sıcak su kaynaklarının bir arada görüldüğü alanlardır.
Mantonun
üst bölümüne Astenosfer denir. Levha hareketleri ve volkanizma buradaki akışkan
mağma sayesinde gerçekleşir. İki levhanın ayrıldığı yerlerde yırtılma fayları
(transform fayları) oluşur. Buralardan okyanus tabanına volkanik maddeler
çıkmaktadır (deniz tabanı volkanizması). Yaklaşan iki kıtasal levhanın
bulunduğu yerlerde büyük kıvrım dağları oluşur. Toros, Alp ve Himalaya dağları
bu duruma örnektir. Kıtasal ve okyanusal levhanın çarpıştığı yerlerde,
okyanusal kabuk, astenosfere dalar. Buralara dalma-batma
zonu denir. Astenosfere dalan levha ergiyerek yükselir.
Böylece kıyı boyunca volkanik dağlar oluşur, iki okyanusal levhanın çarpıştığı
yerlerde ise volkanik dağ sıralarının oluşturduğu ada yayları görülür. Japonya
ve Filipinliler bu ada yaylarına örnektir. Ayrıca dalma-batma kuşaklarında
derin deniz çukurları oluşmaktadır. Büyük Okyanustaki Mariana ve Tonga gibi
çukurluklar dalma-batma kuşaklarını göstermektedir.
Yerkabuğu 7 km ile 100 km kalınlıkları arasında değişen, kaygan
özellikte 7 büyük ve birkaç küçük levhadan meydana gelmiştir.
Levha hareketleri:
1-
Çarpışma
2-
Uzaklaşma
3-
Birbirine ters yönde olmaktadır
Büyük levhalar
• Avrasya levhası
• Pasifik levhası
• Avustralya levhası
• K. Amerika levhası
• G.Amerika levhası
• Afrika levhası
• Antartika levhası
Küçük levhalar
• Antiller
• Filipinler
• Kokos
• Nazka
• Hindistan
• Arabistan
LEVHA HAREKETLERİ SONUCUNDA:
1- Depremler oluşur.
Levha
sınırları yer kabuğunun en zayıf kesimleridir. Bu bölgelerde yoğun bir
depremsellik göze çarpar. Depremlerin dağılış haritasına göre Dünya’da
depremselliğin yoğun olarak yaşandığı alanlarla levha sınırları arasında yakın
bir ilişki vardır.
2- Volkanik faaliyetler
Volkanizma yerkabuğunda bulunan fay ve çatlaklar boyunca magmanın yer yüzüne
ulaşması durumudur. Aşağıdaki haritada Dünya’da büyük volkanik dağların
dağılımı verilmiştir. Volkanik dağların uzanış doğrultuları ile levha sınırları
arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Levha sınırları fay hatlarının aktif
olduğu alanlar olduğundan volkanizma faaliyetleri bu bölgelerde yaşanmaktadır
3- Sıcak Su Kaynakları ( Fay Kaynakları)
Sıcak
su kaynakları yüzey sularının, yeraltına sızdığı, faylı ve volkanik arazilerde
görülür. Bu nedenle levha sınırlarının geçtiği bölgeler sıcak su kaynakları
bakımından da oldukça zengindir.
Geçmişte kıtaların tek bir parçadan(PANGEA) oluştuğunun kanıtları;
1-Aynı bitki ve hayvan türlerine ait fosillerinin farklı kıtalarda
görülmesi
2- Okyanusların doğu batı
kıyılarındaki kayaç yapısı ve dağların uzantısının benzerlik göstermesi
3-Kıta sınırlarının bir yapbozun parçası gibi birbirini tamamlaması
JEOLOJiK ZAMANLAR
Dünyanın ilk
ouştuğu zamandan başlayıp günümüze kadar geçirmiş olduğu olayların sırasıyla
incelenmesidir. Jeolojik zamanlama fosillerin ve çeşitli radyoaktif maddelerin
incelenmesiyle (radyometrik metodlar) oluşturulmuştur.
Jeolojik
zamanlar: Prekambriyen (İlkel zaman), Birinci jeolojik zaman Paleozoik, İkinci
jeolojik zaman Mezozoik, Üçüncü jeolojik zaman Senozoik ( a. Tersiyer b. Kuaterner)
olmak üzere 4 dönemde incelenir.
DÜNYADA
TÜRKİYE’DE
|
iLKEL
ZAMAN (PREKAMBRĠYEN) •İlk canlı
algler oluşmuştur. •En
eski kıta çekirdekleri oluşmuştur ·
Atmosfer
oluşmuştır |
_ |
|
I.
ZAMAN (PALEOZOiK) •
Taş kömürü yataklarının oluştu • Apalaş,
Ural, iskoçya ve iskandinav Kıvrım dağlarının
oluĢumu (Kaledoniyen ve Hersiniyen) |
•Zonguldak,
Alanya, Anamur, Mardin, Aydın, Yıldız
Dağları ile Biga Yarımadası çevrelerinde tortul ve
metamorfik MASiF araziler oluşmuştur. •Zonguldak ve Bartın'da taş kömürü yatakları oluşmuştur. |
|
II.
ZAMAN (MESEZOİK) •
Dinozorların ortaya çıktı • Tetis
Denizi'nin oluşumu ve bu deniz tabanında büyük
oranda tortullaşma meydana gelmesi •
Pangea'nın parçalanmasıyla Lavrasya ve Gondvana
kıtalarının oluşumu |
Su altı
volkanizması çok yaygındır. |
|
III. ZAMAN
SENOZOYİK Tersiyer • Bugünkü
bitki ve hayvan topluluklarının belirmeye
baŞlaması •Alpler,
Himalayalar, Kayalık ve And dağları ile •Atlas ve
Hint okyanuslarının oluŞumu •
Dünya'nın çeŞitli bölgelerinde linyit, petrol, bor ve
tuz yataklarının oluŞumu • Dünya
genelinde Şiddetli volkanizmanın yaşanması
Kuvarterner •Günümüzdeki
iklimlerin oluşması • Buzul
devirlerinin başlaması ve bitmesi •
İnsan hayatının başlaması •Kıtaların
bugünkü görünümünü alması |
Tersiyer •Toroslar
ve Kuzey Anadolu Dağları oluşmuştur. •Günümüzdeki
volkanik dağların oluşumu ·
Türkiye
Teyhis denizinden yükselerek kara halini aldı.
Kuvarterner
•Ege Denizi ve boğazlar oluşmuş •Karadeniz
deniz özelliği kazanmış •Anadolu
ve yakın çevresi ise bugünkü görünümünü
almıştır. •Epirojeneze
bağlı olarak Anadolu toptan yükselmiştir.(Platolar fazla) |
-Tektonik
anlamda genç bir araziye sahip olan Türkiye; yükselti, engebe, volkanik arazi
ve sıcak su
kaynaklarının
fazla olduğu ve depremlerin oldukça sık yaşandığı bir ülkedir(Ülkemizin büyük
kısmı
3.
jeolojik zamanda Tersiyerde oluşmuş olup, Kuvarternerde son şeklini almıştır).
-Ülkemizde
farklı dönemlere ait araziler vardır.1. jeolojik zamanda paleozoikte Zonguldak
ve çevresinde TAŞ KÖMÜRÜ yatakları oluşmuşken, 3.jeolojik zamanda ülkemizde
LİNYİT,PETROL,BOR ve TUZ yatakları oluşmuştur.
İÇ
KUVVETLER
İç
kuvvetler enerjisini yerin içinden alır. Yerin merkezindeki çekirdeğin mantoda
ki magmayı harekete geçirerek tektonik hareketleri oluşturur. Böylece yerkabuğunda deprem,
volkanizma, orojenez (dağ oluşumu) ve epirojenez(kıta oluşumu) gibi hareketler
oluşur.
İç
kuvvetleri 4’e ayırıyoruz:
1-Dağ
Oluşumu (Orojenez)
2-Kıta
oluşumu (Epirojenez)
3-Deprem
4-Volkanizma
1-KITA OLUŞUMU (EPİROJENEZ)
Yer
kabuğu parçalarının yükselip alçalması olarak adlandırılır.
Yer
kabuğunu oluşturan levhalar manto üzerinde dengeli bir biçimde dururlar. Buna
izostatik denge
denir.
Bu denge, yer kabuğu
parçalarına ait ağırlıkların değişmesiyle bozulur. Bozulan
denge sonucu;
Deniz,
kara üzerinde ilerlerken transgresyon deniz ilerlemesi görülürken,
karaların yükselmesi deniz seviyesinin gerilemesine ve deniz altındaki
alanların kara haline gelmesine yol açar ve denizin çekilmesi gerçekleşir. Bu
olaya regresyon (deniz gerilemesi) denir
İZOSTATİK
dengeyi bozan durumlar; EPİROJENEZE neden olan faktörler:
1- İklim değişiklikleri :
İklim değişiklikleri sonucunda buzullaşan kara kütlelerinde karalar ağırlaşıp
alçalırken, denizler hafifleyip yükselirler ve deniz ilerlemesi görülür. Yani
eskiden kara olan yerler deniz altında kalır. Eğer kara kütlelerindeki buzullar
erirse karalar hafifleyip yükselir ve deniz sınırı alçalır. Bu seferde eskiden
deniz olan yerler kara halini alır.
2- Tektonik faaliyetler (Dağ oluşumu) : Tektonik faaliyetler sonucunda
karalarda yükselme meydana geldiğinde deniz gerilemesi oluşur.
3-Dış kuvvetlerin yaptığı aşındırma ve biriktirme hareketleri : Dış kuvvetler karalarda aşındırma
yapıp aşındırdığı malzemeleri deniz tabanlarında biriktirirler. Böylece kara
kütleleri hafifleyerek yükselirken deniz tabanları ağırlaşarak çöker ve deniz
gerilemesi meydana gelir.
2-DAĞ OLUŞUMU (OROJENEZ)
Dış
kuvvetler tarafından aşındırılan malzemeler; deniz, göl vb. su kütlelerinin
tabanlarında
(Jeosenklinal)
birikerek binlerce metre kalınlığında tortul tabakalar oluşur. Biriken ve sertlik dereceleri
birbirinden
farklı olan tortul tabakalar, levhaların yaklaşması sonucu yan basınçlara uğrar. Yan basınca uğrayan tortul tabakalar yumuşak yapıda ise KIVRIM
DAĞ, sert yapıda ise KIRIK DAĞ sistemleri oluşur.
KIVRIM DAĞLAR
Yan
basınca uğrayan tabakalar eğer yumuşak yapıda ise kıvrılırlar. Yükselen
kısımlarına ANTİKLİNAL(dağ), alçalan kısımlarına SENKLİNAL(ova)
denir.
Dünyada ki
önemli kıvrım dağlar: Alp Himalaya dağları, And Dağları, Kayalık Dağları,
Apalaş, Ural Dağlarıdır.
Türkiye’deki
kıvrım dağlarımız : Kuzey Anadolu Dağları ( Karadeniz kıyı dağları) ve Toros
dağlarıdır.
Şekli çiziniz!...
KIRIK
DAĞLAR
Yan basınca uğrayan takalar sert yapıda ise
kırılırlar ve kırık dağ sistemleri oluşur. Kırılan kısımların yükselen
yerlerine HORST(dağ), alçalan yerlerine GRABEN(ova) denir.
Türkiye’de ki önemli kırık dağlar: Ülkemizde
kırık dağlar EGE bölgesinde(Kaz, Madra, Yunt, Bozdağ, Aydın dağları ve Menteşe
dağları) bulunmaktadar. Aynı zamanda Hatay Amanos(Nur) dağlarıda kırık dağdır.
Şekli çiziniz!...
Ege Bölgesi Kırık Dağlar:
3-VOLKANİZMA
Magmanın yer kabuğunun içinde ve yerkabuğunun
dışında soğumasıyla meydana gelen olaylara volkanizma denir.
2 ye ayrılır.
1-Derinlik Volakanizması: Magmanın yerkabuğunun içinde soğuması
ile oluşur.
a)
Batolit:
Magmanın yerkabuğunun içinde geniş alanlanlarda soğuması ile oluşur.
b)
Lakolit: Magmanın
mantara benzeyen şekilde yerkabuğunun içinde soğuması ile oluşur.
c)
Dayk: Magmanın
yerkabuğunun içinde damar gibi ince şekilde soğuması ile oluşur.
d)
Siil: Magmanın
tortul kayaçların içinde soğuması ile oluşur.
2-Yüzeysel Volkanizma: Magmanın yerkabuğunun
dışında soğuması ile oluşur.
Volkanlardan Yerkabuğunun üzerine çıkan malzemeler
3 gruba ayrılır.
1-Katı:
a) Volkan Bombası( Volkanlardan çıkan en büyük
malzemedir).
b)Tüf: volkanın patlaması ile yağan küllerin
birikimiyle oluşan en küçük materyallerdir.
c)lapilli (çakıl taşı büyüklüğünde ki
malzemelerdir.)
2-Sıvı: Lav: volkanlardan çıkan akışkan maddelerdir
3-Gaz: Volan bulutu: Volkan patlaması sonucu yoğun
karbondioksit barındıran buluttur.
Volkan Bacası: Magmanın yerkabuğuna çıkarken takip
ettiği yoldur.
Krater: Volkanın ağzıdır.
Kaldera: Volkanın ağzının ikinci bir patlamayla
büyüyerek genişleyip yarım ay şeklini almasıdır.
NOTLAR:
1- Volkanik bölgeler tehlikeli
olmasına rağmen insanlar tarafından terkedilmemesinin veya yoğun nüfuslu
olmasının nedeni volkanik arazilerin tarım açısından verimli topraklara sahip
olmasıdır.
2- Volkan patlamasından sonra bölgede
volkan bulutunun güneşi kapatması sonucu güneş ışınlarının bölgeye ulaşmaması
sonucu bölgede kısa süreli iklimde soğuma meydana gelir.
3- Volkanlardan çıkan gazların yoğun
karbondioksit gazı içermesi nedeni ile oluşan yağışların genellikle asit oranı
yüksektir. Asit yağmurları oluşur.
Dünyada volkanik faaliyetler yerkabuğu kırıklarının yoğun
olduğu Ateş çemberi, Atlas Sırtı ve Alp himalaya kıvrım kuşağında meydana
gelmektedir.
Türkiye’de Volkanizma
Ülkemizdeki volkanlar 3. Jeolojik zamanın Tersiye
döneminde aktif iken Kuterner
döneminde aktifliğini yitirmiştir.
Ülkemizde aktif bir volkan bulunmamaktadır.
Türkiye’deki Başlıca
Volkanik Dağlar
Doğu Anadolu Bölgesindekiler:
Süphan, Ağrı(Büyük), Nemrut, Ağrı(Küçük),
Tendürek.
SANAT diye kodluyoruz.
İç Anadolu Bölgesi: Hasan Dağı, Erciyes,
Karadağ, Karacadağ, Melendiz.
HEKKİM diye kodluyoruz.
Akdeniz Bölgesi: Hassa ve çevresi (Hatay)
G.D Anadolu Bölgesi: Karacadağ
Ege Bölgesi: Kula volkanları
Ülkemizin en
genç volkanı yani en son uyuyan volkanımız Ege Bölgesindeki Manisa Kula
Volkanlarıdır.
İç
Anadolu Bölgesinde biriken Tüfler Nevşehir’de Peribacası dediğimiz doğal
oluşumları meydana gelmesini sağlamıştır. Peribacası: Biriken tüflerin sel
suları tarafından aşınması ile oluşan kule biçimindeki doğal oluşumlardır.
4-DEPREM
Yer kabuğunda çeşitli nedenlerle
meydana gelen kısa süreli sarsıntılara deprem denir. Deprem çevreye
dalgalar hâlinde yayılış gösterir. Depremin oluştuğu bölge iç merkez ise
depremin hissedildiği son yer dış merkezdir.
Depremi ölçen alete Sismograf
denir.
Oluşum
nedenlerine göre depremler; çöküntü, volkanik ve tektonik depremler olmak üzere
üç gruba ayrılır.
Çöküntü depremler; yer altındaki mağara, galeri, tünel ve
boşlukların çökmesiyle oluşan sarsıntılardır. Göçme depremler olarak da
adlandırılan bu tür depremlerin etki alanı dardır. Göçme depremlere daha çok
karstik alanlarda rastlanır. Madenlerin işletilmesi sonucunda meydana gelen yer
altı boşluklarının göçmesi de bu tür depremlere neden olmaktadır.
Volkanik depremler; volkanizma faaliyetleri sırasında meydana
gelen sarsıntılardır. Aktif volkanik sahalarda görülür. Bu tür depremlere volkanik patlama
sırasında, öncesinde ve sonrasında rastlanmaktadır.
Tektonik depremler; levha hareketleriyle meydana gelen yer
değiştirme, sıkıştırma, gerilme ve kırılma sonucu oluşan sarsıntılardır.
Yeryüzündeki depremlerin büyük çoğunluğu tektonik kökenlidir. Tektonik
depremler, genel olarak etki alanı en geniş ve en fazla zarara neden olan
deprem türüdür.
Yeryüzünde depremlerin yoğunlaştığı
üç ana kuşak bulunmaktadır. Bu kuşaklar levha sınırlarıyla büyük oranda
örtüşür.1, Büyük Okyanus’u çember şeklinde saran Pasifik Deprem Kuşağı’dır.
Japonya, Şili, Meksika ve ABD’nin batısı bu deprem kuşağında yer alır2. kuşak
Akdeniz Himalaya Deprem Kuşağı’dır. İtalya, Türkiye, İran, Afganistan ve Nepal
bu deprem kuşağında yer alır. Yeryüzündeki depremlerin yaklaşık %90’ı bu iki
deprem kuşağında görülmektedir. 3. kuşak ise Atlas Okyanusu’nun ortasındaki
levha sınırlarında yer alan Atlantik Deprem Kuşağı’dır. Deprem riskinin az olduğu yerler ise
Sibirya, Kanada, Afrika, Kuzey Avrupa Ülkeleridir.
TÜRKİYE’DE DEPREMLER
Türkiye,
Arabistan ve Afrika levhaları ile Avrasya levhası arasında yer almaktadır. Bu
iki levhanın birbirine yaklaşması sonucunda biriken enerji, depremler ile açığa
çıkmaktadır. Açığa çıkan enerji, yer kabuğunda kırılma ve sarsılma şeklinde
çevreye etkide bulunmaktadır. Bu da bazen büyük ölçekli can ve mal kayıplarına
neden olmaktadır.










Yorumlar
Yorum Gönder